Herhangi bir ülkenin para biriminin satın alım gücü düştükçe mallardaki genel fiyatların yükselmesiyle meydana gelen enflasyon pek çok ekonomide bir yere kadar görülebilir ve bu normal olarak karşılanabilir. Hükümetler ve finans kuruluşları iş birliği içerisinde çalıştıklarında enflasyon yavaş bir hızda ilerler. Ancak tarihe dönüp baktığımızda birçok durumda enflasyon oranları korkunç şekilde yükselerek o ülkenin para biriminin değerinin yerle bir olmasına neden olmuşlardır. İşte enflasyonun ülkenin para biriminin değerini yerle bir edecek kadar yükselmesine hiperenflasyon denir.
Hiperenflasyonun Parasal Dinamikleri kitabında ünlü bir ekonomist olan Philip Cagan hiperenflasyon zamanlarının mal ve hizmet bedellerinin sadece bir ayda %50 ve daha fazla yükselmesiyle başladığını söyler. Mesela bir çuval patatesin fiyatı bir aydan kısa bir süre içinde 50 liradan 75 liraya çıkarsa ve ay sonunda 112,5 liraya yükselirse o ülkede hiperenflasyon vardır. Bu trendin devam etmesi durumunda bir çuval patatesin fiyatı bir sene içerisinde 5000 liraya çıkar.
Hiperenflasyon oranının %50 civarında sabit kaldığı çok nadirdir. Çoğu o zaman bu oranlar öylesine hızlı yükselir ki bırakın günü fiyatlar saatler içerisinde değişir. Mal ve hizmetlerin fiyatının hızlı artışı neticesinde tüketicinin güveni giderek azalır ve o ülkenin para biriminin değeri inanılmaz derecede düşer. Bu düşüş beraberinde işsizlik oranlarının artmasını, şirketlerin kapanmasını ve toplanan vergilerin azalmasını da beraberinde getirir. Hiperenflasyonun en bilinen örnekleri Venezüella, Zimbabwe ve Almanya’da görülmüşse de Yunanistan, Macaristan, Yugoslavya gibi ülkeler de ciddi hiperenflasyon krizleri atlatmışlardır.
Almanya’da Yaşanan Hiperenflasyon
En bilinen hiperenflasyonlardan biri 1. Dünya Savaşı’nın ardından Almanya’da yaşanmıştır. Savaşı kazanacağını düşünen Almanya savaşı kaybedenlerden de tazminat alacağını hesaplayarak ve geri ödemeleri rahatlıkla yapacağını düşünerek savaş için yüklü miktarlarda harcamalarak yaparak borç almıştır. Ancak evdeki hesap çarşıya uymamıştır. Savaşı kaybeden Almanya bir de milyarlarca dolar tazminat ödemek durumunda kalmıştır.
Ödenen savaş tazminatıyla beraber kağıt paraların fütursuzca piyasaya sürülmesi de Almanya’da yaşanan hiperenflasyonun nedenleri arasında gösterilmektedir. Alman parasının değerinin düşmesiyle İtilaf Devletleri tazminat için Alman Markı yerine başka bir para talebinde bulunmuşlardır. Almanya diğer para birimlerini satın alabilmek için para basımını artırmış ve neticede kendi parasının değerini iyice düşürmüştür.
Almanya’nın içinden geçtiği bu zor hiperenflasyon zamanında enflasyon oranlarının günlük %20’nin üzerine çıktığı anlar olmuştur. Alman parası değer olarak dibi görmüş ve odun almaktan daha karlı olduğu için kimi vatandaşlar yuvalarını kağıt parayla ısıtmaya çalışmışlardır.
Kripto Para Kullanımı
Bitcoin, Dogecoin ve diğer tüm kripto paralar merkezi bir sisteme bağlı olmadıklarından değerlerinin herhangi bir otorite tarafından belirlenmesi söz konudu değildir. Zaten blockchain teknolojisi de çıkan her kripto paranın hem eşsiz hem de kopyalanamaz olmasının garantisini verir.
Venezuela gibi ülkelerde kripto para kullanımının yaygınlaşmasının ve artan ilginin sebebi açıktır. 2010’dan beri yaşanan hiperenflasyon krizi bu durumun en önemli nedenleri arasındadır. Yine benzeri bir durum Zimbabwe’de de yaşanmaktadır. Burada da kripto paraların kullanımı yoğun olarak artmaktadır.
Merkezi otoriteler kripto paralara olan rağbetin farkındadırlar. Bazıları çoktan harekete geçmiştir bile. Çoğu devlet şu an itibari para sistemlerinin yanında alternatif bir kripto para sistemi için çalışmalar yürütmekte, potansiyel riskler ve avantajlar üzerine araştırmalar yapmaktadır. İsveç merkezi bankası bu işe en çok kafa yoranlardan olmakla birlikte Kanada, Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Singapur’da da merkez bankası çalışanları kripto paralar konusunda yine ciddi çalışmalar yürütmektedirler.